Geçen gün Instagram üstünden bir gerilim filmi hakkında konuşulanları okudum ve o konuşmalar arasında çok ciddi bir bilgi eksikliği olduğunu fark ettim; çoğu kişi korku ve gerilim filmleri arasındaki farkı bilmiyor ve bu yüzden de bazı gerilim filmlerine konu dışı eleştirilerde bulunuyor. Tabi bu farkındalık beni bu yazıyı yazmaya itti. İkisi arasındaki farkları bilmeniz size bu filmleri izlerken nelere odaklanmanız gerektiğini daha anlaşılır kılacak. Hadi yazımıza geçelim.
Korku filmleri adı üstünde izleyiciyi korkutmayı amaçlar, eminim daha önce korku filmi izlemiş herkes bunu bilir. Fakat, yönetmenin korku filminde izleyiciyi nasıl korkutmayı başardığını biliyor musunuz? Korku filmlerini kurbanın gözünden izleriz. Kurban, suçlunun kim olduğunu ya da paranormal olayların kaynağını ararken izleyici de kurban kadar suçlu hakkında az şey bilir. Film suçluyu bir bilinmezlik olarak ele alır, suçlunun ya da yaratığın amacı bilinmez ve filmi izlerken bu bilinmezlik izleyiciyi fazlasıyla ürkütür.
Korku filmlerinin ikinci korku ögesi ise jump scare dediğimiz suçlunun kurbana aniden saldırması olayıdır. Aniden oluşan bir tehlike zaten tedirgin olmuş bir seyirciyi korkutmaya fazlasıyla yeter. Seyirci tepki olarak ya yerinde sıçrar ya da kendini filme kaptırdıysa çığlık atar. Bu tepkiler korku filminin başarıya ulaştığını gösterir. Korku filmi olarak aklıma gelen en başarılı örnek Paranormal Activity serisi.
Gerilim filmleri ise her ne kadar korku filmlerine benzer gibi algılansa da çekim tarzı ve kullandıkları yöntemler farklıdır ve bunları bambaşka iki tür yapar. Gerilim filmlerinin korku filmlerinden en büyük farkı suçluyu yakından tanımamız. Suçlu ya da katilin kim olduğu filmin ilk yarım saatinde bize tanıtılır. Bu tanıtma tabi ki tüm gizemi yok edecek kadar fazla değildir, bizi filme bağlayacak kadar bilgi verilir ancak suçlunun tüm psikolojisi filmin sonuna kadar ortaya çıkmaz, tıpkı bir puzzle gibi seyirciden parçaları birleştirmesi beklenir.
Yakın zamanda izlediğim bir gerilim filminden örnek vereyim, Hipnotizma adlı bir Netflix filmi. Bu arada filme yaptığım incelemeye de buradan bakabilirsiniz. Bu filme yapılan yanlış bir eleştiri olarak gördüğüm ilk şey suçlunun kim olduğunun çok belli olması. Biraz önce de dediğim gibi bu zaten gerilim filmlerinden beklenilen bir şey. Gerilim filmleri korku filmlerine göre çok daha insan psikolojisine odaklıdır, özellikle suçlunun psikolojisine. Olay kurbandan daha çok suçlunun etrafında döner.
Korku filmlerini gerilim filmlerinden ayıran belki de en önemli öge korku filmini izlerken suçun ne zaman işleneceğini bekleriz. Olmayacağına dair bir şüphemiz yoktur. Fakat gerilim filmlerinde ise suçlunun psikolojisi bize öyle bir tanıtılır ki suçu işleyip işlemeyeceğini, bir sonraki hamlesinin ne olacağını film boyunca merak ederiz.
Başka bir gerilim filmi ögesi ise motivasyondur. Suçlunun suç işleme nedenini araştırırız film boyunca. Örneğin geçmişinden kesitler izleriz, hatta empati bile kurarız suçluyla. Hipnotizma' da bu ögeler çok başarılı işlenmişti, filmin psikolojik yanı da oldukça güçlüydü. Ama eğer filme bir korku filmi gözüyle baksaydık elbette başarısız bulurduk çünkü bizi şaşırtıp korkutmamıştır. Gerilim filmlerinin amacı korkutmak değildir, size yaptıracağı sorgulamalar sayesinde filmin sonuna kadar sizi heyecanda ve merakta bırakmaktır.
Son yılların en başarılı gerilim filmi olan Joker'de tüm bu gerilim filmi ögeleri muhteşem bir şekilde işlenmişti. İzlediyseniz hatırlarsınız ki filmi Batman serisinin kötü karakterinin gözünden izliyoruz ve bir suçluya nasıl dönüştüğünü görüyoruz. Yüksek oranda insan psikolojisi, suçlu motivasyonu, merak uyandıran ögeleri film öyle bir başarıyla bir araya getirmişti ki başarılı bir gerilim filmi olması kaçınılmazdı. Joker'i henüz izlemediyseniz çok şey kaçırırsınız, bir an önce izlemenizi tavsiye ederim. Tabi +18 olduğunu ve çocuklarınızla izlememeniz gerektiğini hatırlatırım.
0 Yorumlar